BİR TARAFTA SEVİNÇ VE GURUR, ÖTE YANDA BÜYÜK BİR ÖFKE!

 

Ülkemizin her yerinden, İstanbul Sarayburnu'nda sergilenen TCG Anadolu Amfibi Hücum Gemimizi büyük bir heyecanla görmeye gidenler, geri döndüklerinde, yaşadıkları sevinç ve gururla birlikte, büyük bir şaşkınlık ve öfkeyi de beraberlerinde götürürler!  

Cafer (55-60 yaşlarında) ağlayarak: -Evladım, bu rezilliği niye gösterdin bana? Keşke hiç görmeseydim! Yaşadığım mutluluk ve gururun yanında bu hayal kırıklığını Van'a kadar taşıyamam ben, yıkıldım evladım, yıkıldım!

Hatice (24-25 yaşlarında): -Ağlama baba, doğrul lütfen! Seni bu kadar etkileyebileceğini düşünemedim... Hadi baba hadi, bak annem geliyor, seni böyle görmesin lütfen!

-----

Turgut (20-22 yaşlarında) şaşkın: -Bu ne abi ya? Abi bu cami... Vallahi cami! Dur Yılmaz basma sakın! Oğlum baksana Beyazıt Cami bu!

Yılmaz (18-20 yaşlarında): -Ayyy, vallahi hiç dikkat etmedim! Veletler üzerinde seke seke oyun oynayınca, merak ettim ve bende... Hay Allah! Bu ne ya, kim koymuş bunları buraya? Eyvaaah, belediyenin işi bu!

-----

Sait (40-45 yaşlarında): -Oğlum bunları kim koymuş buraya? Belli ki, üzerine bassınlar diye yapılmış! Hım, ne diyorsun, senin aklın alıyor mu bunu? Bak, üzerinde ne yazıyor;  a-gi-a sop-hı-a mos-u-e...

Yakup (15-16 yaşlarında): -Yani, Ayasofya Müzesi! 

Sait: -Ne müzesi oğlum, cami o cami! Allah'ım ya Rabbim ya!

Yakup: -Bilmiyorum baba, nereden bileyim ben! Bak, bu metal blokta da Aya İrini Müzesi resmedilmiş... Kubbesinde de haç var... Eee, ben Aya İrini'yi okul gezisinden hatırlıyorum; kubbesinde hilal vardı sanki... Neyse, bak burada da Yeni Cami var... Çocuklar üzerine basarak oyun oynuyorlar... 

İstanbul'un simgesi olan bazı yapıların resmedildiği metal bloklara ayaklarıyla basarak koşuşturan çocuklara engel olmak isteyen bir gurup genç, çocuklara engel olamayınca, büyük bir öfkeyle oradan uzaklaşırlar. Üzgün ve öfkeli gençler kendi aralarında durum değerlendirmesi yaparken, iblis araya girer.

İblis: -İstanbul, ülkemizin turizm merkezi biliyorsunuz. Dünya'nın her tarafından insanlar İstanbul'u ziyarete geliyor ve milyarlarca dolar bırakıyorlar bu şehre. Bu durumda; İstanbul'un bütün sembollerinin küçücük bir alanda sergilenme başarısı, şu metal yığını geminin sergilenmesi kadar önemli değil mi sizce? Kaldı ki, bu tür semboller Amerika'da, Avrupa'da da yapılır ve çok ilgi çeker...

Arjin (25-30 yaşlarında) şaşkınlıkla: -Aman Allah'ım! Dolar için manevi değerlerimizi ayaklar altında almamızı isteyen biri var kaşımızda! Bakın, ben Mardinli bir Süryani'yim ama aynı zamanda Anadolu evladıyım. Bizim geleneklerimizi, örfümüzü ve manevi değerlerimize olan yaklaşımımızı, Amerika veya Avrupa gelenekleriyle eşitlemeye çalışmayın! İstanbul'da yapılan bu kepazeliği, Mardin'deki kardeşlerime izah edemem ben!

Yakup (50-55 yaşlarında): -Bir tarafta büyük bir sevinç ve gurur abidesi TCG Anadolu gemimiz; öte yanda, manevi değerlerimize alenen yapılan büyük bir hakaretin göstergesi olan bu ucube metal bloklar… Üstelik bu saygısızlık fütursuzca sergileniyor!

Arjin: -Kim koymuş bu ucubeleri buraya? Bilen var mı?

Kalabalıkta tam seçilemeyen birisi mahcup bir ifadeyle cevap verir: -İBB...

İstanbul'daki cami ve kiliselerin de resmedildiği metal blokların basamak gibi kullanılmasına ziyaretçilerin tamamının öfkelendiğini gören iblis, sessizce oradan uzaklaşır ve kalabalıklar arasında gözden kaybolur...


Yarın başka bir diyalogumuzda görüşmek üzere…

                           

Görüş ve önerilerinizi sayfamızın altındaki ‘yorum girin’ bölümüne veya efraimasafdogan@gmail.com adresine lütfen yazınız!

Yorumlar

Yorum Gönder