TCG ANADOLU MU, O DA NE? (2. Ve Son Bölüm)

 

Önceki bölümde; Sahil Yolundan Bakırköy Sirkeci yönüne doğru lüks araçlarıyla giderken, yoğun araç ve insan trafiğinde yol alamayan kızlı erkekli bir grup genç arkadaşa yaklaşan iblisin, Em. Amiral Türker Ertürk'ün yerli ve milli savaş gemimiz hakkındaki iddiaları üzerine bina ettiği sözlerini konuşmuştuk. Bu bölümde ise, ailesi ile birlikte yaya olarak TCG Anadolu'yu görmeye giden 18-20 yaşlarındaki bir delikanlının iblisle ve araçtaki gençlerle olan diyalogunu konuşacağız.

Genç adam: -Ülkemizin en büyük savaş gemisi TCG Anadolu'ya Maket mi dediniz, tam anlayamadım, maketten kastınız nedir?

İblis: -Ben maket dedim, sen 'paket' anla delikanlı, gösteriş paketi... Tamamen gösteriş için yapılan, üstelik motoru da problemli bir gemi bu! Zarar ziyan yani... Fakir fukaranın sırtına yük!

TCG Anadolu'dan habersiz gençlerin lüks araçları, Cankurtaran sahilinden Sarayburnu'na doğru, yoğun araç trafiği arasında geniş bir yay çizerek ağır ağır yol alırken, İstanbul semalarına çöken kurşun renkli bulutlarla uyumlu geminin gökyüzüne doğru hafif meyilli baş kısmı çınar ağaçlarının arasından göründüğünde ilk göze çarpan şey, geminin devasa yüksekliği olur. Daha gövdesi görünmeden, büyüklüğü ve heybeti anlaşılan TCG Anadolu karşısında sessizliğe bürünen gençlerin yaşadığı şaşkınlık, iblisi huzursuz eder. 

İblis: -Al işte, dağ gibi bir israf! Metal yığını... Limandan hareket edip çıkabilecek motoru da yoktur bunun, seçimler için yapılan bir göz boyama, gösteriş!

Sezgin (22-23 yaşlarında): -Çok büyük ve heybetli! Bir an heyecanlandım Aykut, nasıl bir şey bu? Üzerindekileri görebiliyor musun?

Aykut (24-25 yaşlarında): -Biraz daha yaklaşalım bakalım... Biraz ötesinden geçen şu vapura bakar mısın Betül! Bu savaş gemisinin yanında ne kadar da küçük görünüyor!

Betül (22-23 yaşlarında): -Evet, çok büyük ve çok etkileyici! Bu dev geminin üzerindekileri tam seçemiyorum buradan, geminin diğer yanında sıralanmış gibiler... Yanına yaklaştıkça da iyice görünmez olacaklar sanki... Baksanıza çok yüksek bir şey bu... Tüylerim diken diken oldu!

TCG Anadolu Amfibi Hücum Gemisi göründüğü andan itibaren aralıksız konuşan iblisi kimse duymaz bile... Gençler, karşılarında öylece duran heybetli savaş gemisinin görüntüsü karşısında değişik duygulara çoktan kapılmışlardır...

Selin (18-20 yaşlarında): -Ayy çok utanıyorum! Bu kalabalıkları, piknik yapmaya gidenler olarak görüp gülüştük ya hani, ayıp etmişiz! Gemiyi ziyaret için şu sıraya girenlere de; soğan patates kuyruğu yakıştırması yaptığım için, kendimden utanıyorum! Dur burada Sezgin, inmek istiyorum!

Sezgin, yolun sağında park halindeki araçlardan ikisinin arasına yerleşir. Sessizce araçtan inen arkadaşları takip eden iblis konuşmasına devam eder.

İblis: -Bu kuyrukta beklemeyi düşünmüyorsunuz değil mi? Akıl işi değil bu!

Genç adam (18-20 yaşlarında) tebessümle: -Ben sabaha kadar beklerim! Savaş gemimizin üzerinde neler olduğunu biliyor musunuz? Üzerinde İHA'larımız, SİHA'larımız, helikopterlerimiz ve Kızıl Elmamız var... Hepsi bizim... Bizim mühendislerimizin, bizim işçilerimizin eseri... Yerli ve milli...

Selin: -Kırmızı elma mı? Anlamadım, elma ne alaka?

Genç adam şaşkınlıkla: -Bunu da mı duymadın? Savaş uçağımızın adı, kırmızı değil; Kızıl Elma... Bizim yaptığımız savaş uçağı... Üstelik insansız! Kızıl elmanın anlamını ise....

Genç adam, ayaküstü tanıştığı arkadaş gurubunu Sarayburnu Limanında demirleyen gemiyi ziyaret için ikna etmeye çalışırken, TCG Anadolu Amfibi Hücum Gemisi ve üzerinde sergilenen İHA, SİHA, helikopterler ve insansız savaş uçağımız Kızıl Elma hakkında da bilgi verir. İblis ise, gençleri uzaktan takip etmek zorundadır çünkü, yolundan edemediği gençler, dev savaş gemisini yakından görmek ve üzerine çıkıp incelemek için çoktan kalabalıkların arasında sıraya girmişlerdir bile...


Yarın başka bir diyalogumuzda görüşmek üzere…

                           

Görüş ve önerilerinizi sayfamızın altındaki ‘yorum girin’ bölümüne veya efraimasafdogan@gmail.com adresine lütfen yazınız!

 



 





 

Yarın diyalogumuzun devamında görüşmek üzere…

                           

Görüş ve önerilerinizi sayfamızın altındaki ‘yorum girin’ bölümüne veya efraimasafdogan@gmail.com adresine lütfen yazınız!

Yorumlar