Yer Zonguldak Çaycuma Akpınar Köyü
Muhalefetteki bir partinin Çaycuma ilçe başkanlığında düzenlediği toplantı için genel merkez tarafından görevlendirildiğini söyleyen ve köylüleri buna inandıran iblis, özellikle Bülent’in
(24-25 yaşlarında) konuşması öncesinde söz almayı başardığı için memnundur. Bu
defa acele etmez, rahat ve geniş-geniş konuşur.
İblis: -Ankara’ya duyurmak
istediğiniz şikâyetlerinizi ve varsa taleplerinizi almadan önce, bazı
hususlarda sizleri bilgilendirmek istiyorum. Tabi, sizlerin neler düşündüğünüzü
bilmiyorum ama ben yine de üzerime düşeni yapmak, olanı biteni olduğu gibi
sizlere aktarmak istiyorum.
Duymuşsunuzdur, geçenlerde Saraçhane’de büyük bir miting gerçekleşti; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’na siyasi yasak getirmeyi amaçlayan mahkeme kararı sonrasında kendiliğinden oluşan büyük bir miting… Evet, bilinçli seçmenlerce kendiliğinden oluşan anlamlı ve coşkulu büyük bir miting! Biliyorsunuz, muhalefet liderleri de oradaydı. Liderlerin ortak görüşleri; haksız ve hukuksuz olan bu mahkeme kararının, kendilerini hak ve özgürlük yolundan, Atatürk ilke ve inkılaplarına olan bağlılıklarından ve İstanbullulara hizmet etme aşkından alıkoyamayacağı yönündeydi. Birlikte ve tek bir yürek halinde, ayrı siyasi görüşteki on binlerce İstanbullu Saraçhanede bir araya geldi. Mitingde, adeta Türkiye’nin özeti vardı; yaşlısı, genci, kadını, erkeği, dindarı, seküler olanı, başı açığı, türbanlısı, çarşaflısı… E tabi her kesimden insanın bir araya gelmesi, iktidarı tek kelime ile korkuttu!
İblisin konuşmasını sessizce dinleyen köylülerden bazıları itiraz eder gibi olur ama Hulusi (60-65 yaşlarında) onları kaş göz işareti ile engellemeyi başarır. Biraz sonra Bülent dayanamaz, sakin ama kararlı bir ses tonuyla söze girer.
Bülent: -İzin verirseniz araya
girmek istiyorum; anlayamadığımız bazı hususlarda bizi aydınlatmanızı isterim
doğrusu... Mümkün mü?
İblis (isteksizce): -Buyurun delikanlı!
Büyükleriniz dururken sizin söz almanız biraz… Neyse buyurun siz, buyurun!
Bülent: -Yani, “Söz büyüğün”
diyorsunuz öyle mi?
İblis: -E tabii…
Bülent: -Bizim köyümüzde büyük
küçük fark etmez; her bireyin söz söyleme hakkı vardır… Kaldı ki ben, sadece bizi
aydınlatmanız için birkaç soru sormak istiyorum.
İblis (ön almak ister): -Genç arkadaşımızın heyecanını tahmin edebiliyorum! Bu yüzden, açıklayıcı bir durumu hepinize hatırlatmak istiyorum; Ekrem Başkan’ın hakaret olarak söylediği iddia edilen sözün aynısını, İçişleri Bakanı vaktiyle Ekrem Başkan’a söylemişti ama Bakan aleyhine herhangi bir dava açılmadı. Yargı bu konuda kılını bile kıpırdatmadı. Yani, içişleri bakanı hakkında bu konuda ne bir dava var, ne de mahkûmiyet! Nasıl iş bu? Hım, bunu biliyor muydunuz?
Hulusi, şaşkınlıklarını
gizleyemeyen köylülere yönelik olarak, haklı çıkmış gibi yaparak ve “Yaa, gördünüz mü” der gibi bakar…
Yarın 13. Diyalogumuzun 5. Ve Son Bölümünde görüşmek üzere…
Unutmayın! Toplumsal diyaloglar; önceden belirlenmiş
cevap şıklarına hapsedilemeyen
en gerçekçi anketlerdir…
Yorumlar
Yorum Gönder