İNANÇLARIMIZ İLE SİYASİ EĞİLİMLERİMİZ UYUMLU MU? (1. Diyalog Sarılar 4. Bölüm)

 

Sarı, yeşil, kırmızı ve mavi renk metaforu üzerine kurguladığımız ve birbirinin devamı niteliğindeki diyaloglarımızın ‘Sarılar’ bölümündeyiz.

---


1. DİYALOG  (Sarılar 4. Bölüm)

 

KONU: İnançlarımız Ve Siyasi Eğilimlerimiz Uyumlu mu?

YER: İstanbul Bakırköy Özgürlük Meydanı

 

Emekli Milletvekili Kasım'ın (65-70 yaşlarında) tarafları sakinleştirici konuşması sonrasında oluşan uğultuyu Psikolog Emre’nin (35-40 yaşlarında) sorusu keser. 

Psikolog Emre, üniversiteli Aykut’a (20-22 yaşlarında) bakarak: -Sözlerinden ve verdiğin cevaplardan anladığım kadarıyla, sosyal bilimlerle ilgili birisin, haksız mıyım?

Üniversiteli Aykut gülümseyerek: -Doğru tahmin etmiş olsaydınız bile, size “haklısınız” demezdim. Çünkü haksızlık ile yanılmak ayrı şeylerdir.

Psikolog Emre bu cevap karşısında, öfkesine hâkim olamaz: -Ukalalık etme! 

Üniversiteli Aykut gülümser ama cevap vermez. 

Liseli Berkan (17-18 yaşlarında) hemen araya girer: -Size kalsa; gençler özgürce ve inandıkları gibi konuştuğunda ya ukala oluyor, ya da terbiyesiz!

Konuşmacılar içinden gür ve hiddetli bir ses yükselir: -Terbiyesizlik etme! Sana şimdi burada kim terbiyesiz dedi ki? Yok, özgür değillermiş de, yok inandıkları gibi konuşamıyorlarmış da... E bak, konuşuyorsun işte! Hem de büyüklerinin sözünü terbiyesizce keserek, rahat rahat konuşuyorsun!

Liseli Berkan eğlenir gibi: -Hım, demek kimse bana "terbiyesiz" demedi ve ben bunu şimdi kendim uydurdum öyle mi? Bakın, biraz önce “terbiyesizlik etme!” diye başlayan o kısacık cümlenizin içinde bile, farkında mısınız bilmem ama iki kere “terbiyesiz” diye suçladınız beni.  Ağzınızdan çıkanı kulaklarınız duymadı herhalde...

Gülüşmeler… Gür sesin sahibi gülüşmelere bir anlam veremez, etrafına bakınır sadece. 

Liseli Berkan konuşmasına devam eder: -Biraz önceki abilerden biri “Doğru tahmin etmiş olsaydınız bile, yine de size, haklısınız demezdim. Çünkü haksızlık ile yanılmak ayrı şeylerdir.” Dedi ya, işte bu cevabından dolayı diğer abi de O’nu ukalalıkla suçlamıştı hani… Oysa biraz düşünüldüğünde, güzel bir ders olarak ta görülebilirdi bu cevap; öğretici bir mizah olarak da…

Psikolog Emre biraz mahcup: -Eee, ne de olsa Z kuşağı bunlar… Ne diyeyim, ikisi de haklı. Özür dilerim, ikinizden de özür dilerim! 

Bu içten özür dileme, konuşmacıların ve dinleyicilerin alkışlarıyla karşılık bulur. Ama iştahla alkışlayanların çoğunun, mevzuyu tam olarak anlamayanlar olduğu da gözlerden kaçmaz. 

Üniversiteli Betül (19-20 yaşlarında) yüzünü buruşturarak: -Ayyy, şu alkışlardan da ifrit oluyorum. Manalı manasız her şeye alkış, her şeye alkış... Iııığ!

Liseli Berkan: -Bakın, benim tüm ailem CHP’lidir ve kendilerini sosyal demokrat olarak tanımlarlar. Amcalarım, teyzelerim, dayılarım, halalarım, eniştelerim, onların çocukları falan… Bunun, aslında geleneksel bir tarafgirlik olduğunu şimdilerde çok daha iyi anlıyorum.

Sosyolog Asım (45-50 yaşlarında): -Sen? Yani sen de ailendekilerle aynı siyasi düşüncede buluyor musun kendini?

Liseli Berkan: -Emin değilim. 

Sessizlik… 

Belediye Meclis Üyesi Süha (50-55 yaşlarında) sessizliği fırsata çevirmek ister: -Niye emin değilsin? Yani neden emin değilsin? Veya seni emin olmamaya iten sebep nedir? Hadi söyle bakalım!

Liseli Berkan: -Emredersiniz!

Belediye Meclis Üyesi Süha: -Çok özür dilerim! Biraz emir gibi oldu sanki... Biz İYİ Parti olarak gençlerimizin görüşlerine çok değer veriyoruz da o yüzden biraz heyecanlandım sanırım. Tekrar özür dilerim! Arkadaşlar, sizlerden de özür dilerim!

Liseli Berkan: -Eee, bu özre alkış yok mu?

Üniversiteli Aykut: -Şimdi, Gazeteci Yazar Efraim Asaf'ın bir sözü geliverdi aklıma; özür dileyen kişi erdemli kişidir; özür dilemeyi alışkanlık haline getiren kişi ise haysiyetsizdir! Neyse, şimdi ben de özür dilemek durumunda kalmak istemem…

Ortam bir anda buz kesilir!...

Liseli Berkan hemen ön alır ve Belediye Meclis Üyesi Süha’ya cevaben: -Evet, emin değilim. Çünkü…

Belediye Meclis Üyesi Süha Liseli Berkan’ın konuşması tekrar bölerek: -Bakın buradan tüm gençlerimize sesleniyorum; bütün gençlerimizi kucaklıyoruz biz. Şüphesi olan varsa, kafası karışık olan varsa buyursun gelsin, İYİ Partinin kapısı tüm gençlerimize açıktır. 

Üniversiteli Aykut: -Aa çok sevindim; açık kapı politikası... Söz veriyorum tıpış tıpış geleceğim ve geçeceğim o esrarengiz kapıdan.

Dinleyicilerin ve konuşmacıların çoğu Üniversiteli Aykut'a bilenmişlerdir ama O'na ne diyeceklerini nasıl cevap vereceklerini bilemezler.

   

Yarın diyaloğumuzun 5. Bölümünde görüşmek üzere…

  

NOT: Toplumsal diyaloglarımız, 2023 Genel Seçim süreci boyunca her gün kesintisiz olarak devam edecektir inşallah! Dilerseniz, ileride oluşturacağımız diyalogların konusunu belirlemek üzere, sayfamızın sonundaki ‘yorum girin’ kısmına sizler de görüş ve önerilerde bulunabilirsiniz.

Yorumlar