DÜŞMAN OKLARININ HEDEFİ VE UYANIŞ... (3. Bölüm)

 

Yer: Ankara   (3. Bölüm)

 

Önceki bölümlerde; başörtülü kadınların meydanlarda söyledikleri 10 Yıl Marşı ve “Türkiye laiktir, laik kalacak!” sloganları nedeniyle şaşkın ve kızgın olan Saadet Partili bir grup arkadaşın iblisle olan diyaloglarını konuşmuştuk.

Bu bölümde ise, müşteri gibi görünen iblisin ikna edemediği Salih ve arkadaşlarına yönelik ithamlarını ve sonrasını konuşacağız.

Salih, tebessümle müşterisine bakarak: -Bizim en büyük zaafımız nedir biliyor musunuz?

İblis merakla: -Neymiş bakalım?

Salih: -Hüsn-ü zan…

İblis: -Alaka kuramadım, ne demek istiyorsun?

Salih: -Şu kadarını söyleyeyim; 28 Şubat’la özdeşleşen 10. Yıl Marşını ve o klişe olmuş laiklik sloganlarını atan başörtülü kadınları ilk gördüğümde, aklıma dönemin başbakanını darbeyle korkutan, sonra onu ölümle tehdit eden, bu sebeple gözaltına alındığında ise, kameralara dönüp, “demokrasiden dönüş yok!” diye bağıran Ekrem Dumanlı geldi nedense… Bilmem, anlatabildim mi?

İblis, diğer müşterilerin de duyabileceği şekilde sesini yükseltir: -Ne demek istiyorsun? Bütün o başörtülü kadınları zan altında bıraktığının farkında mısın? Üstelik 10. Yıl Marşını ve “Türkiye laiktir, laik kalacak!” sloganını benimseyen bütün vatanseverleri, bütün ulusalcıları ve bütün Kemalistleri de aynı zanla suçlamış oluyorsun!

Salih, mekânındaki müşterilerin yüksek sesle siyaset konuşulmasından rahatsız olabileceğinden hareketle, konuyu hemen kapatmak ister.

Etrafındakilere de göz ucuyla bakan Salih, kısık bir sesle: -Evet, haklısınız... Sanırım biraz haksızlık yaptım! Konuya sizin gibi geniş bir açıyla bakamadım doğrusu… Evet, evet haklısınız… Eee, isterseniz masamıza buyurun, size bir kahve ikram edelim!

Düşüncelerinde ısrarlı olmasını beklediği Salih’in, sakin bir tavırla iddiasından vazgeçmesi ve onu masasına davet etmesi karşısında ne yapacağını şaşıran iblis, başka bir yerde, başka bir Saadet Partili seçmen kitlesini ikna etme göreviyle mekandan çıkmak üzereyken, giderayak Salih ve arkadaşlarına da esaslı bir ders vermek ister.

İblis, bu defa bağırarak: -Ne bu ya! Sizin gibi düşünmeyen herkesi ötekileştirmekten vazgeçin artık! İnsanları suçlamak bu kadar mı kolay? Hak, hukuk ve adalet ne zaman gelecek bu ülkeye? Yoksa siz mi getireceksiniz bu kafayla!

Bağırılarak siyaset konuşulmasından tedirgin olan bazı müşterilerin, duruma tepki göstermesi üzerine keyiflenen iblis, Salih ve arkadaşlarına sırıtarak bakar ve küfürle karışık söylenerek hızla mekandan uzaklaşır.

Ahmet (55-60 yaşlarında): -Neydi şimdi bu? Tanıyor musun Salih, kimdi bu?

Salih: -Bilmem... Ama bu aralar çokça görür olduk bu tipleri...


Yarın, diyalogumuzun devamında görüşmek üzere…

                                

 

Görüş ve önerilerinizi sayfamızın altındaki ‘yorum girin’ bölümüne veya efraimasafdogan@gmail.com adresine lütfen yazınız!

Yorumlar