Yer: Saadet Partisi Genel Merkezi
Altılı Masanın Cumhurbaşkanı adayını açıkladığı Saadet Partisi Genel Merkezi önündeki coşkulu kalabalıktan, “hak, hukuk, adalet" sloganı atanlar olduğu gibi; nümayişlerden beri durup, kendi aralarında durum değerlendirmesi yapanlar da olur.
Zeki (35-40 yaşlarında) meraklı bakışlarla: -Mahmut
abi, duydun mu o adamın söylediklerini?
Mahmut (40-45 yaşlarında) dalgın bir halde: -Evet
duydum, duydum… Ben de zaten, onu düşünüyordum şimdi… Ama özellikle, genç adamın can alıcı o sorusunu…
Eraslan (50-55 yaşlarında): -Evet, ben
de duydum konuşmalarını... Aslında onlara cevap verecektim ama biraz düşününce vazgeçtim, ne
yalan söyleyeyim.
Mahmut: -Valla genç adamın o sarsıcı
sorusundan çok etkilendim! İsterseniz, o soruyu kendimize de soralım. Nasıldı
soru? Eee şöyleydi yanılmıyorsam; “Saadet Partisi binasının önünde, yani
kendi partimizin önünde neyi bekliyoruz biz, hiç düşündün mü? CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığını kutlamak için mi?”
Sessizlik… Kısa
süren sessizliği fırsat bilen iblis, parti görevlisi olduğu izlenimini veren
yaka kartıyla birlikte, sohbet eden arkadaşların yanına sokulur.
İblis, yüksek sesle ve kendinden emin: -Merhaba
arkadaşlar, inanın tarihi anlar yaşıyoruz! Saatler öncesinden toplanarak
heyecanla bekleyen ve bize tam bir demokrasi şenliği yaşatan Millet İttifakı seçmenleriyle gurur duyuyorum! Biliyor musunuz? Millet İttifakının dışındaki partilerin de
seçmenleri var burada… Gerçekten, tam bir birlik ve beraberlik sergileniyor…
Hiçbir ayırım yapılmadan ve ötekileştirme olmadan… Zaten, atılan sloganlara bakıldığında;
bugün burada bir araya gelen farklı siyasi düşünceden insanların tek gayesinin,
hak, hukuk ve adalet olduğu çok açık!
Zeki hemen atılır: -Ben, atılan bu sloganlarla,
hak, hukuk ve adalet kavramlarının içinin boşaltıldığına inanıyorum!
Üstelik sürekli tekrarlanan bu sloganla, tanıdık birilerine mesaj verildiğini de düşünüyorum!
Mahmut, tartışma çıkma ihtimalini düşünerek,
her iki arkadaşının kollarına girer ve onları iblisten uzaklaştırır. Üç arkadaş, kalabalıklardan ve iblisten biraz ötede konuşmalarına kaldıkları yerden devam ederler.
Zeki: -Kolumdan tutup çekiştirme
abi ya! Bıraksaydın da, lavuğun kulağının tozuna şöyle esaslı bir Osmanlı tokadı atsaydım keşke!
Eraslan, tebessümle: -Yok aslanım yok! Mahmut
doğru olanı yaptı…
Mahmut: -Şüphelerim zaten vardı ama bugün durum iyiden iyiye netleşti arkadaşlar! Bakın, o görevli kılığındaki adam
mesela; sizce hangi partidendi o?
Sessizlik…
Mahmut: -Şu aralar sosyal medyadan yapılan paylaşımları yakından takip ediyorum da; terör örgütleri ile onların üyelerinin, Pennsylvania bağlantılı haşhaş-ilerin, kaçak durumdaki vatan hainlerinin, Amerika’nın, Avrupa’nın, Siyonistlerin, velhasıl öteden beri düşman bildiklerimizin hepsi Millet İttifakını desteklediklerini açıkça söylüyorlar...
Eraslan: -Evet, bunu ben de çok düşündüm… Düşman okları meselesi, öyle değil mi?
Zeki: -Aynen abi, yeni yeni
uyanıyor gibiyim ben de... Sanki uzun zamandır derin bir uykudaymışım gibi…
Mahmut abi, itiraf ediyorum; senin şüphelerini ben de yaşıyordum uzun zamandır... Ülkemizdeki hemen her kurumu FETÖ işgal edip ele geçirdi ya, sonra temizlik harekatı başladı ve bir çok kurum temizlenmeye çalışıldı hani... Bana öyle geliyor ki, bazıları hala tam anlamıyla temizlenebilmiş değil!
Eraslan: -Ya arkadaş! Bakıyorum da;
düşündüğüm, inandığım ne varsa tam tersi söyleniyor partimizin içinden ama ben
yine de itiraz edemiyorum ve kuzu-kuzu peşlerinden gitmeye devam ediyorum!
Mahmut: -Kuzu değil; tam bir koyun hikâyesi
bizimkisi... Çekildiğimiz yere bakar mısınız? Bir partiye olan desteğimize güvenerek; bizi, inançlarımıza, gelecek tasavvurumuza, milli ve manevi değerlerimize ve ülkemizin kutlu geleceğine karşı açılan uluslararası cephede aynı safta birlikte olmaya sürüklemişler de haberimiz yok! Düşündükçe kendimden utanıyorum!
Zeki: Peki sizce, bizi bu derin
uykudan kim uyandırdı?
Mahmut: -https:/iblislediyalog.blogspot.com adresinde güncel toplumsal diyalogların yayınlandığı bir blog sayfası var, biliyor musunuz? Arama motorlarının adres çubuğuna yazıldığında karşımıza çıkan bu blog sayfasında yayınlanan ‘Çok Utanıyorum’ adlı toplumsal diyalogda, Kadri’nin Yakup’a
sorduğu o soru beni uyandırdı arkadaş!
Eraslan: -Evet ben de okudum o diyalogu... Açık söylemek gerekirse, gönül verdiğimiz bu partiler bize hala koyun muamelesi yapıyorlar! Masanın vereceği her kararı, düşünmeden onaylayacağımıza inanıyorlar.
Mahmut: -Bırakın, böyle inansınlar... Bendeki şüphe; Temel Karamollaoğlu'nun, “biz iktidara geldiğimizde, Türkiye’deki bütün yatırımları durduracağız!” Sözleriyle başlamıştı zaten... Bundan sonra söylediği her, ifade ettiği her düşünce birikerek bu güne kadar geldi benimle birlikte ama sabrımla birlikte o da taştı artık!
Yakında, başka bir diyalogumuzda görüşmek
üzere…
Görüş ve önerilerinizi
sayfamızın altındaki ‘yorum girin’ bölümüne veya efraimasafdogan@gmail.com adresine
lütfen yazınız!
Yorumlar
Yorum Gönder