İBLİSİN ÇOCUKLARI... (1. Bölüm)

 

Yer: Bir binanın 14. katı...  (1. Bölüm ) 

 

İblisin başkanlığında, büyük yuvarlak bir masa etrafında toplanan kadınlı erkekli kalabalık grup, yaşanan son gelişmeleri ve ortaya çıkan sonuçları konuşurlar.

İblis, alaycı bir tebessümle: -Evet, sen Can’ım, “büyük ama çok büyük bir yangın olmalı!” Demiştin, oldu… Peki sonra? Devlet, yangında zarar gören kim varsa, onların yanındaydı... Sen neredeydin? Gittin, cami duvarına doğru dönüp, yangın söndürme uçaklarını haber yaptın… Başaramadın!

Gazeteci Can Panikataklı (65-70 yaşlarında): -Ama efendim, ben elimden geleni yaptım! Yangınla ilgili haberlerim, yorumlarım çok tıklandı, çok beğeni aldı ve çok paylaşıldı…

Bakmayın siz; bizim parti başkanı konuşurken, yanındaki sığırlar sol omuzları üzerinden yangın söndürme helikopterlerine mal-mal bakmasaydı, çok daha etkili olacaktım, bundan eminim!

İblis, aşağılar gibi: -“Sel olmalı, ama öyle böyle değil!” Demiştin, Kastamonu, Bartın ve Sinop’ta o da oldu… Eee, sonra? Sen daha ekibinden bir iki kişiyle mizansen bile yapamadan, adamlar, koca üç şehirdeki sel enkazlarının üzerine büyük bir memnuniyet inşa etmişlerdi bile! O aralar, biz seni hiç görmedik? Hım, hangi inde gizleniyordun korkak! Bak, herkesin önünde söylüyorum; pis korkak, yine başaramadın!

Gazeteci Can Panikataklı, telaşla sağa sola bakınır ama cevap vermeye cesaret edemez!

İblis, bu defa hiddetle: -“Büyük bir deprem olmalı!” Demiştin, büyük değil; çok büyük iki deprem birden oldu! Eeee sonra?

Gazeteci Can Panikataklı, hemen araya girer: -Bana haksızlık ediyorsunuz efendim! Şerefimi namusumu ve haysiyetimi ortaya koyarak yaptığım haber ve yorumlarımı beğenmediyseniz açıkça söyleyin! Karşılığında aldığım ne varsa, kuruşuna kadar hak ettiğimi düşünüyorum... Depremin ilk saatlerinden itibaren AFAD ve Kızılay’ın organizasyon üstünlüğünü, bu konudaki etkinliğini ve güvenilirliğini yok etmek için verdiğim mücadeleyi, buradaki bütün yoldaşlarımız da bilir...

İblis: -Bak, o konuda kısmen başarılı olduğumuzu kabul ediyorum, ama kısmen… Kaldı ki, senin bunda payın yok! Başkalarını devreye koymak zorunda kaldım... E benim de işim zor tabi!


Yarın diyalogumuzun devamında görüşmek üzere…

                                

 

Görüş ve önerilerinizi sayfamızın altındaki ‘yorum girin’ bölümüne veya efraimasafdogan@gmail.com adresine lütfen yazınız!

Yorumlar