DÜŞMAN OKLARININ HEDEFİ VE UYANIŞ... (4. Ve Son Bölüm)

 

Yer: Ankara   (4. Ve Son Bölüm) 

Önceki bölümlerde, Temel Karamollaoğlu’nun söylem ve eylemleri ile birlikte, Saadet Partili gibi görünen bazı başörtülü kadınların büyük bir coşkuyla 10. Yıl Marşını ve bilindik o laiklik sloganlarını haykırmalarından duyulan derin rahatsızlıkları, samimi bazı Saadet Partili seçmenlerin diyaloglarından öğrenmiştik. Bu bölümde ise, işte bu samimi seçmenlerin partilerinden bağımsız bir şekilde aldıkları kararları ve Salih'in de alınan bu kararlara ilişkin sembolik eylemini konuşacağız. 

Salih (Mekânın sahibi 45-50 yaşlarında) müşterilerine hitaben: -Arkadaşlar, hepinizden özür diliyorum! İstenmeyen bir durum yaşadık biraz önce.... Sizi rahatsız ettiğimiz için hepinizden özür dilerim!

Masalarda çocuklu ailelerin de bulunduğu müşterilerden sesler yükselir.

1.Müşteri (erkek): -Yok, Salih kardeşim ne özrü! Özür dilemesi gereken biri varsa, o da bağırıp küfreden o edepsiz kişiydi!

2.Müşteri (erkek): -Merak etme, biz seni de mekânını da biliyoruz, sıkıntı yok, rahat ol sen!

3.Müşteri (kadın): -Salih kardeşim, bizlik bir sıkıntı yok! Eşim de, ben de seni biliyoruz merak etme, çocuklar biraz korktu o kadar! Aslında sizin konuşmalarınızın çoğunu da duydum ben... Ekrem Dumanlı örneği mesela, çok isabetliydi…

Gülüşmeler…

4.Müşteri (genç erkek): -Salih abi, biz de uzun zamandır bu son gelişmelerden rahatsız olduğumuzu konuşuyoruz arkadaşlarla… Aslında 10. Yıl Marşını okuyan, laiklik sloganları atan o ablaları gördükten sonra, her şey çok daha iyi anlaşıldı, sen merak etme!

Salih: -Evet, biraz geç oldu ama hayırlı oldu inşallah! Bize düşen; bugünden tezi yok, hemen bazı kararlar almamızdır diye düşünüyorum… Eee, şimdi hepimize sorsam, desem ki; bizim Erdoğan’a olan bu kinimizin mantıklı bir açıklamasını yapabilecek birileri var mı aramızda? Nedir bu kin ve nefretin sebebi? Ne ara biz böyle olduk?

Ahmet (55-60 yaşlarında): -Ne kininden bahsediyorsun Salih? Öyle bir şey yok!

Bekir (50-55 yaşlarında):-Parti temsilcilerinin açıklamalarıyla bizim düşüncelerimizi örtüştürme hatasına düşme Salih!

Ali Haydar: -Salih abi gözünü seveyim, rahmetli Erbakan Hocamızın bütün hayallerini gerçekleştiren adama, bizim ne kinimiz olabilir ki?

Turgay (30-35 yaşlarında): -Adımız miskindir bizim, düşmanımız kindir bizim. Biz kimseye kin tutmayız, kamu alem birdir bize. Kimin Erdoğan’a kin beslediğini hepimiz çok iyi biliyornuz!

4.Müşteri: -Salih abi, Erdoğan’a kin ve nefret duyanları sayayım mı? Bak şimdi; Amerika, İngiltere, İsrail, Fransa, Almanya, Hollanda, İsveç, Yunanistan, Ermenistan... Eee sonra, tescilli terör örgütlerinin tamamı, FETÖ ve haşhaş-iler ve… Yok, bizdekileri saymaya yüreğim elvermiyor, vallahi utancımdan söyleyemiyorum Salih abi!

Sessizlik…

Salih, derin bir iç geçirdikten sonra : -Söylediklerinizden ben şunu anlıyorum; yani diyorsunuz ki, "bizim kararımız belli ve net" öyle mi? Eee, ben de izniniz olursa, bugünden itibaren, yirmi iki yıllık bu mekânın adını değiştirerek, size okkalı bir cevap vermek istiyorum; artık Saadet yerine, mekânımızın adını Uyanış olarak değiştiriyorum... Nasipse, yarın hemen unvan değişikliği için işlemlere başlayacağım.

3.Müşteri tebessümle: -Ohoo Salih kardeşim, biz senden çoook önce karar vermişiz desene!

Gülüşmeler…

 

Yarın, başka bir diyalogumuzda görüşmek üzere…

                                

 

Görüş ve önerilerinizi sayfamızın altındaki ‘yorum girin’ bölümüne veya efraimasafdogan@gmail.com adresine lütfen yazınız!

Yorumlar