MİLLETVEKİLİ LİSTELERİNE YÖNELİK ŞAŞKINLIK VE ÖFKE!.. (2. Ve Son Bölüm)

     

    Millet İttifakı’nın Yüksek Seçim Kurulu'na teslim ettiği milletvekili aday listesinin, özellikle CHP içinde keskin tartışmalara, yazılı ve görsel basında anlamsız şaşkınlıklara, seçmenler nezdindeki ise büyük bir kızgınlık ve umutsuzluğa neden olduğunu, bir önceki bölümde konuşmuştuk. Bu bölümde de aynı konu hakkında İstanbul, Erzurum ve Trabzon'daki seçmen diyaloglarını konuşacağız.

       Yer: İstanbul

Türkan (35-40 yaşlarında): -Birol Aydın kim ya! Bizi çıldırtmak mı istiyorsunuz? Ne bu şimdi?

Tülay (40-45 yaşlarında): -Ne yapacağımı şaşırdım Türkan, üzerime gelme!

Kadri (40-45 yaşlarında): -Sakin ol tatlım! Yönetimin bir bildiği vardır her halde…

Tülay: -Aşkım, nedir bizim bilmediğimiz, Allah aşkına söyler misin? Hım, saf mıyız biz? Yoksa ahmak mıyız? Neyiz biz? Milli Gençlik Vakfından yetişme birisi bu herif; var mı bunun ötesi?

İblis: -Bu şahsın oy potansiyelini dikkate almadan konuştuğunuzu düşünüyorum… İstanbul Belediyesi’ni aldığımızdaki süreci bir düşünün lütfen! Kimlerle ittifak yapmadık ki…

Tülay: -Sende kimsin ya! Boş boş konuşma, cinlerim zaten tepemde! Seçtiğimiz belediye başkanı CHP’li olsa bari… Sanki kim olduğunu bilmiyoruz… Bu güne kadar sadece sabrettim, ama şu kadar söyleyeyim; benden bu kadar!

Yer Erzurum

Hamdi (25-30 yaşlarında): -Murat Ozan’ı duydun mu, Hasan abi? Hem de 2. Sıradan…

Hasan (50-55 yaşlarında): -Duydum Hamdi, duydum… Baban da duymuş ki, adamcağız duyunca ağlamış valla!

Hamdi: -Biliyorum… Babamın ağladığına da ilk defa tanık oldum!

Musa Kazım (55-60 yaşında): -Biz ömrümüzü CHP’ye verdik ama CHP’yi hiç bilmeyen, bir kere olsun kapımızdan içeriye girmeyen birileri bizi eze eze gelip girdiler ya bu partiden içeri; artık ne desek boş!

İblis: -Bu işte duygusallığa yer yok arkadaşlar, seçimleri kazanmak zorundayız! Biliyorsunuz, seçim işbirliği protokolü çerçevesinde milletvekili adaylıklarına karar veriliyor. Saadet Partisinin verdiği bu karara saygı duymamız gerekmez mi? Aksi durum, Saadet Partisinin iç işlerine müdahale anlamına gelir ki, bu da ittifak ortağına karşı ayıp olur!

Musa Kazım: -Tam tersi olmasın gardaş? Toplumdaki karşılığı yüzde 1 bile olmayan bir partiyi, bize sormadan, bize danışmadan aldılar içimize ve bizi birbirimize düşürdüler ama sen hala içişlerine karışmamaktan bahsediyorsun!

Kızgın seçmenleri ikna etmenin zor olduğunu anlayan iblis, susmayı tercih eder. 

Yer Trabzon

Kamil (40-45 yaşlarında): -Bu kadarını bekliyor muydun Nuran abla?

Nuran (55-60 yaşlarında): -Ne diyeceğimi bilmiyorum Kamil kardeşim, bilmiyorum… Kendi parti amblemleriyle seçime katılacaklarını söylediklerinde, bir nebze olsun kabullenmiştik onları… CHP’nin hatırı için sesimizi çıkarmadık, sabrettik sadece… Ama şimdi düştüğümüz şu hale bakar mısınız; yüreğim daralıyor Kamil, yüreğim! Atatürkçü Düşünce Derneği’nden yapılan hiçbiri başvuru kabul edilmemişken, partide baş tacı edilen tarikatçısı, FETÖ’cüsü, PKK’lısı, DHKPC’lisi, ne ararsan var! Bittik biz Kamil, bittik!

İblis: -Öhö öhö! Bu kadar negatif düşünmeyin hanımefendi! CHP’nin başındaki sıradan biri değil; İstanbul ve Ankara’yı çeyrek asır sonra kazanmayı başaran siyasi bir dâhi O…

Nuran: -Dahi mi? Her şeyi kabul ederim ama parti başkanımızla dalga geçilmesine asla izin vermem!


----


Yakında, başka bir diyalogda görüşmek üzere…

                           

Görüş ve önerilerinizi sayfamızın altındaki ‘yorum girin’ bölümüne veya efraimasafdogan@gmail.com adresine lütfen yazınız!

Yorumlar